– Merhaba Havva Hanım. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Merhaba, tabii ki… 1985 yılında Sivas’ta doğdum. Cumhuriyet Üniversitesi Türkçe Eğitimi bölümünden mezun olduktan sonra, Erzincan Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisansımı tamamladım. Ortaokuldayken karar verdiğim meslek olan Türkçe öğretmenliğini 2010’dan beri büyük bir istek ve keyifle sürdürmekteyim. Öğrencilerime kitap sevgisi aşılamak, onların okuma alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olmak, pek çok açıdan donanımlı bireyler olarak yetişebilmeleri için imkânlar yaratmaya çalışmak öncelikli hedeflerim arasında diyebilirim. Toplumsal sorunlarımızın çözülmesinde ve geleceğe dair umutlarımızı taze tutmak hatta büyütmek adına –kendimce- başka çıkış yolu göremiyorum açıkçası. Bu sebeple atandığım günden bu yana öğrencilerimi çocuk edebiyatının nitelikli eserleriyle tanıştırmaya, kitapları dersimle bütünleştirmeye, ders dışındaki zamanlarda da yine kitap merkezli etkinlikler ve projeler yürütmeye özen gösteriyorum. Özellikle ders saatleri dışında yapılan çalışmaların öğrenciler üzerindeki etkisini çok önemli görüyorum. Zira bu özel zamanlarda yürütülen sosyal, kültürel veya bilimsel faaliyetlerdeki yaşantıların öğrencilere akademik başarıdan çok daha büyük bir haz verdiğine ve özgüven duygusunu sağlıklı bir şekilde beslediğine inananlardanım. Ayrıca bu vakitlerin öğrencilerimle aramdaki bağı daha da kuvvetlendirdiğini net bir şekilde ifade etmek isterim. Bu açıdan baktığımda kendi öğrencilik yıllarımdaki gelişimim, öğretmenlerimle ilişkilerim ve gözlemlerim sonucunda doğal bir şekilde oluşan meslekî bakış açımın, atandıktan sonraki deneyimlerimle birleştiğinde aynı istikamette derinleşerek devam ettiğini söyleyebilirim.
– İlk kitabınız Hayatımın Çizgileri okurla buluştu. Bize kitabınızdan bahseder misiniz?
Evet, Hayatımın Çizgileri okurla buluşalı henüz bir ay bile olmadı. Daha çok yeni ve bu sebeple de oldukça heyecanlıyım. Aile, dostluk, spor, komşuluk, eğitim gibi kavramlarla; kararlılık, özgüven, sevgi, hoşgörü gibi bazı değerlerle harmanlanmış birtakım gerçekleri sorgulatan tarafları da bulunan sıcak, samimi ve merak uyandırıcı hikâyeye sahip bir ilk roman Hayatımın Çizgileri. Kitabın içeriğinden kısaca şöyle bahsedebilirim:
Hayal kurmayı ve araştırmayı seven, deyimlere karşı özel ilgi duyan başkahramanımız Bahar ders arasında bahçede yaşadığı bir kaza sonucu masum bir duygunun etkisinde kalır ve okulun voleybol takımına girebilmek için amansız bir mücadele içinde bulur kendini fakat voleybol zamanla Bahar için bir tutku haline gelir. Okulda yaşadığı sorunlar, öğretmenleriyle kurduğu ilişkiler, çocukları anlamayan komşu, dersler, sınavlar, abisi Can… Bu mücadelede aşılması gereken birer engel olarak çıkar Bahar’ın karşısına. Ancak Bahar bu engelleri aşmaya çalışırken neyse ki yalnız değil… Aralarında içten bir dostluğun var olduğu Seda onu bir an bile yalnız bırakmaz. Kararlı olmanın hayallerle birleştiği macera dolu anlara tanıklık edecek okurların gülümsemeye, hüzünlenmeye yer yer sorgulamaya hazırlıklı olması gerekebilir.
– Peki, yazar olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Covid 19 virüsü pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de etkisini göstermeye başladığında; evlere kapandığımız, o karamsar iklimin etkisinde kaldığımız salgın günlerinde sık sık hayatı ve kendimi sorgularken bulurdum kendimi. Öncelik oğlumda olmak üzere aileme, sevdiklerime, öğrencilerime bana dair kalıcı bir şey bırakabilmek gibi bir arzu uyandığını fark ettim içimde. Bunun yolunun da yazmaktan geçtiğini biliyordum. Eve kapanma sürecini kendimce fırsata çevirerek; eğitimlere, seminerlere, bazı programlara katılarak hedefime ulaşmama yardım edecek bu yoldaki ilk adımlarımı atmış oldum. Yalnız şunu söylemeliyim ki beni ele geçiren bu isteği “Yazar olmak istiyorum.” şeklinde ifade etmek benim açımdan çok doğru bir cümle olmayabilir. Çünkü yazar sıfatının içini birkaç farklı anlamla doldurabiliriz belki ama kalem erbabı olarak düşündüğümüzde kendi açımdan uzun olmayan yazma süreci için fazla iddialı olur diye düşünüyorum. Yazar sıfatını hakkıyla taşıyabileceğim günlerin gelmesi için kendimi geliştirmem gereken uzun bir yolum olduğunu biliyorum. Bu bilinçle, çıkmam gereken basamakları az çok tahmin ederek ve güzel bir niyetle başladım yol hazırlıklarına. Ancak ufak bir pürüz vardı. Deneyimlerimi, gözlemlerimi, düşüncelerimi, duygularımı ve bilgi birikimimi yazarak paylaşmaya karar verdiğimde emin olmadığım tek şey ne yazmam gerektiğiydi. Pek çok fikre sahiptim fakat bunlar netleşmeye muhtaç durumdaydı. Bu sırada hem eğitim sistemi hem de çocuk edebiyatı üzerine kaleme alınmış kitapları eşzamanlı olarak okumayı da ihmal etmiyordum.
Az önce öğrencilerimle bazı projeler yürüttüğümü ifade etmiştim. Ben bu düşüncelerle sancı çekerken bir yandan da o süreçte farklı şehirlerde çalışan birbirinden değerli, kitap sevdalısı 10 öğretmenle başlattığımız; öğrencilere seçkin kitaplarla tanışma imkânı sunduğumuz, kitaplara dair etkinlikler yaptığımız eTwinning projemiz de devam etmekteydi. Salgın sebebiyle okulların uzun bir süre daha açılmayacağını öngörerek çocuklarımızın evde kalacakları dönemi daha verimli geçirmelerini sağlamak için kitapların iyileştirici gücünü kullanmak istediğimiz bu projenin en kıymetli taraflarından biri de öğrencileri her ay, okudukları kitapların yazarlarıyla buluşturduğumuz ve büyük bir keyifle gerçekleştirdiğimiz söyleşilerdi. Bir öğretmen olarak yazar söyleşilerinden en az öğrencilerimiz kadar faydalandığımı ve fazlasıyla beslendiğimi rahatlıkla ifade edebilirim. Tam da bu noktada çektiğim sancılı dönemin netleşmesi adına ikinci bir dönüm noktası yaşadım. Kitaplarını hayranlıkla okuduğum çocuk kitapları yazarlarıyla her ay bir araya gelmenin, yazma ve okuma kültürlerini kendilerinden dinlemenin, çocukların merak ettikleri sorulara aldıkları cevaplar karşısındaki tepkilerine şahitlik etmenin beni dönüştürdüğünü, yazma isteğimde bir evrilme sağladığını fark ettiğimde yaşadığım belirsizlik de kayboldu, yerini net ve somut bir amaca bıraktı. Bulutlar dağılmıştı sanki ve bir şey uzaktan bana göz kırpıyordu. Artık ne yapmam gerektiğini biliyordum. Çocuk edebiyatına okur olmanın yanı sıra eser vererek katkı sağlamak… Çocuklar için yazmak…
– Bu kitabı yazmanızda size neyin ilham kaynağı olduğunu sorabilir miyim?
Aslında bu soruya tek bir neden söylemek, yazma sürecimi tek bir kaynağa bağlamak veya indirgemek benim açıdan içime sinen bir cevap olmayacak. Zaman içinde birbirini doğuran ve iç içe geçen, geçirmiş olduğum birkaç evreyi özetleyerek anlatmak hem kendim hem de merak edenler için daha tatmin edici olur kanaatindeyim.
Çocuklar için yazmaya karar verdikten sonra, beynime üşüşen fikirler arasından en doğru olanı seçmem ve üzerine yoğunlaşmam gereken bir dönem de böylece kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Öğretmen olduğum için bu anlamda kendimi şanslı görüyorum çünkü çocuklarla iç içe olmam sebebiyle onları en doğal halleriyle gözlemleme imkânım var. Dolayısıyla bu açıdan zengin bir içeriğe sahibim desem yanlış olmaz. Mesleğimin ve öğrencilerimin etkisi asla yadsıyamayacağım bir gerçek.
Kitap yazma yolculuğumun ön hazırlığında yazar söyleşilerinin katkısını söylemezsem çok büyük haksızlık etmiş olurum. Miyase Sertbarut, Sevim Ak, Mine Soysal, Koray Avcı Çakman, Ahmet Önel, Habib Bektaş, Ferda İzbudak Akıncı ve adını şu an söylemediğim çocuk edebiyatının başarılı yazarlarıyla tanışmak; söyleşilerde yazma ve okuma rutinlerini, kitaplarının yayın yolculuğunu kendilerinden dinlemek bende farkında olduğum ve olmadığım yeni ufuklar açtı diye düşünüyorum. Bunların yanında bir de annelik kimliğim var. Tıpkı öğrencilerim gibi oğlumun yazmış olduğum kitabı okuyacağını düşlemenin verdiği haz da motive kaynaklarım arasında.
Bütün bunları birleştirdiğimde, fikirlerimi zihnimdeki süzgeçten geçirdikten sonra ve en önemlisi kendimi hazır hissettiğim bir anda bilgisayarımın başına oturdum. İlk kitabım olduğu için sanıyorum, sporun yani voleybolun hayatımın merkezinde olduğu kendi çocukluğumda ve ilk gençlik yıllarımda buldum kendimi. Nihayetinde parmaklarımın “Maçın bitmesine dakikalar kalmıştı.” diyerek kitabın ilk cümlesini yazmasına engel olamadığımı çok iyi hatırlıyorum. Tabii ne yazdığım kadar hayalimdekileri ve düşüncelerimi nasıl dile getireceğim, olayları ve durumları nasıl ele alacağım da bir o kadar önemliydi. Kendimden izler de barındıran Hayatımın Çizgileri çocuklara hatta ebeveynlere ve öğretmenlere kısaca yetişkinlere de spor, aile, dostluk, eğitim çıkmazları gibi konularda bazı farkındalıkları sezdirmeye çalıştığım titiz bir çalışmanın ürünü olarak tamamlanmış oldu. Kısaca hepsini toparlamam gerekirse yazma sürecinde mesleğimin, öğrencilerimin, oğlumun, yazar buluşmalarının ve çocukluğumun esin kaynağım olduğunu söyleyebilirim.
Son olarak önemli bir noktayı da aktarmayı çok isterim. Satırlarım sayfaları doldurmaya başladığı ve kitabı neredeyse yarıladığım sıralarda kadın milli voleybol takımının Milletler Ligi, Tokyo Olimpiyatları ve Avrupa Şampiyonası maçları başlamıştı. Arka arkaya başlayıp devam eden tüm müsabakaları büyük bir heyecanla seyretmiştim birçoğumuz gibi ben de. Milli voleybolcularımızın gösterdiği başarılarla gurur duymuş, takım ruhunun önemini bir kez daha hatırlamıştım. Ben de amatör bir voleybolcu olarak milli takımın elde ettiği bu önemli başarılara kayıtsız kalamadım ve kitabımdaki karakterlere hikâyenin el verdiği ölçüde kadın voleybolcuların ismini vererek bir nevi kendimce onlara teşekkür etmek istedim.
– Yakında gerçekleştirmeyi düşündüğünüz başka projeler var mı?
“Gelecek adına en büyük isteği kitaplarıyla çocukların hayallerine, düşüncelerine, umutlarına ortak olabilecek küçük ve renkli bir dünya yaratabilmek… Yüzlerinde tebessüm, gözlerinde pırıltı, kalplerinde mutluluk, zihinlerinde kıvılcım sebebi olabilmek…”
Bu cümleler kitabımda yazar hakkında kısmında yazan ve geleceğe dair hayallerimin sözcüklerle vücut bulmuş hali… Çocuk edebiyatında hem iyi bir okur olarak hem de kitaplar yazarak, kendimi yenileyerek ve geliştirerek ilerlemeye devam etmek istiyorum elbette.
Buna ek olarak okulda öğrencilerimle yürüttüğüm kitap ve araştırma projelerimin bundan sonra da devam edeceğini söyleyebilirim. Bir süre önce başladığım ve bahsettiğim projelerde yaşadığım yoğunluk sebebiyle ara vermek zorunda kaldığım ancak en kısa zamanda üzerinde yoğunlaşmayı planladığım ve beni çok heyecanlandıran yeni bir kitap düşüncem var. Dilerim çocukların seveceği, merakla okuyacağı güzel bir eser ortaya çıkarabilirim.
Son olarak bana kendimi ifade edebilmem ve kitabımı anlatabilmem adına ayırdığınız zaman için çok teşekkür etmek istiyorum. Benim için çok keyifli bir sohbet oldu.
İlk yorum yapan siz olun