İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ya O Gün…


İnceleme: Songül Bozacı

Çocukların kendi doğallığında bir felsefi yönü olduğunu söyleriz hep. Çünkü olaylara en basit sorularla yaklaşırlar. Akıl yürütmede biz yetişkinlerin hızlıca level atlayıp geldiğimiz konulara ilk sorulması gereken sorularla giriş yaptıkları için bazen soruların anlamlılığı karşısında kalakalıyoruz. Aslında cevaplarını bildiğimiz ama artık hiç o yönden bakmadığımız durumlar olsa da çocukların sorularına verilen cevaplar onların hayatı anlamlandırma ve yaşam ile bağ kurma süreçleri için oldukça önemli.

Her çocuğun bir mizacı olduğu gibi her yetişkinin vereceği cevaplarda çocukların kişiliklerini oluşturmada oldukça elzem. Bu hikâye tam olarak bu önemli süreci hatırlatmak için birebir. En olmadık durumlarda yaşanılan kaygı dolu ya da merak dolu sorularda verilecek cevaplar çocukların kendi iç dünyalarında aldıkları cevabı evirip çevirip yerleştirmesi ve artık öylesi bir süreçte nasıl bir tepki vereceğinin ilk başlangıç adımı olabiliyor. Tabii verilen cevapların söyleyen kişinin de yürekten inanıyor olması gerekiyor. Şunu unutmamak çok önemli çocuklar her zaman gözlem yaparlar. Söylemlerden çok hareketleri, duyguları kodlarlar.

“Ya O Gün..”  öncelikle çizimlerin büyüleyici etkisi sizi kitaba çekiyor. Kısacık soruların yarattığı çizim dünyası, çizerin hayal dünyasına dalıp gitmemize ve o an soruları, verilen cevapları düşünmemize neden oluyor. Kitap “ Ya o gün güneş olmazsa?” sorusu ile başlıyor.  Güneşsiz bir günün ne getireceği hepimizde belki bambaşka yansıyacaktır. Verilen cevap oldukça yatıştırıcı “Neyse ki bulutlar olacak” ve güneş olmasa da sevebileceğimiz bizi mutlu edecek bir ayrıntının hep olacağına vurgu yapıyor.

Kitabı incelerken bir doğa döngüsünün içinde olduğumu hissettim. Çizimler kendi başına oldukça derin anlatımlara sahip. Dostluğu, dayanışmayı, doğanın döngüsü, sessizliği, dinginliği, yalnızlığı, umudu ve kaygıyı birçok şekilde okuyana ve bakan gözlere aktarıyor.

Kitabın son sorusu “ Ya o gün her şey son bulursa?” . Hayatımızın en bilinmezliğini hatırlatan sorusu bu olsa gerek. Cevabın güzelliği sanırım hepimizin içinde, ona sarıldığımız ve yitip gitmesini hiç istemediğimiz umudu hatırlatıyor. “Neyse ki her şey yeniden başlayacak.”  Doğal yaşamın döngüsü içinde büyüyen her canlının her zaman sorduğu, sorguladığı durumlar olacaktır. Çocukların bu döngüyü anlamlandırması, duyguları ile yüzleşmesi için böylesi güzel kitapların rehberliğinde onlarla iletişim kurmanız daha da kolaylaşacaktır diye düşünmekteyim. Arka kapak yazısında şöyle bir açıklama var. “Küçük büyük her sorunun merak uyandıran, yaratıcı bir cevabı vardır.”  Merakımız ve yaratıcılığımızın hiç bitmemesini sağlayan nice güzel çocuklarla dolsun çevreniz.. Keyifli okumalar olsun…

Yazan: Cosetta Zanotti 

Çizen: Ana Paula Santander 

Çeviren: Burcu Yılmaz 

Yayınevi: Hep Kitap


İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir