• Merhaba Tuğba Hanım. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Merhaba, İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Üniversiteye hazırlanırken aklımı çelen kumaşlar, elbiseler, tasarımlar beni tekstil bölümüne yöneltti ama gerçek hayatın öyle olmadığını okula ve iş hayatına girince anladım. Tekstil işinde bir süre çalıştıktan sonra aklımın bir köşesinde kalan stilist ve modelist olma hayallerini bir tarafa kaldırıp ikinci üniversitede şansımı felsefeden yana kullandım.
Bir yandan felsefe okurken bir yandan da Tiyatro Manga ile tanıştım ve kopuk kopuk da olsa 10 sene sürecek tiyatro serüvenim de başlamış oldu. Sahne ve sokak oyunları, her güne 1 oyun ve çocuk oyunları gibi vazgeçilmesi çok zor olan çok keyifli zamanlar geçirdim. Reklam ajansında işe gitmeyip oyunlara gittiğim günler oldu. Belki de hayatta kenara koymak zorunda kaldığım en tatlı hayalim ve gerçekliğim budur.
Felsefe ile küpümü iyice doldurup bir de üstüne yüksek lisansımı da felsefe de yaptım. Bu defa da akademisyenlik hayallerimi bir yana koyup reklam hayatına atıldım. On sene reklam ajanslarında müşteri temsilciliği, reklam yazarlığı ve stratejist olarak çalıştıktan sonra beraber yola çıktığımız arkadaşlarla kendi reklam ajansımızı kurduk. İsmini çok severek bulduğum “u.can.be digital” hala yola devam ediyor. Ben o yolun bir yerinde ayrıldım ve hemen peşinden sevgili kızım Nora’nın haberini aldım. Bütün hayatımı değiştiren, dönüştüren, değerli hale getiren ve sakinleştiren işte o değerli, ışıl ışıl parlayan varlık! Nora doğunca İstanbul’dan İzmir’e küçük bir sahil kasabası olan Sığacık’a göç ettik. Çok da iyi ettik, 3 senedir burada huzurla kızımı büyütüyor ve denizi seyrederek Nora’nın Oyuncakları’nı örüyorum.
• Hem önemli üniversitelerin nitelikli bölümlerinden mezunsunuz hem de tiyatro geçmişiniz var. Bunca şeyden sonra Amigurumi sanatıyla tanışmanız nasıl oldu?
Aslında bunca kariyer zıplamalarına rağmen her zaman içimde sakin ve yerini hep yadırgamış bir kadın vardı. Okul ve tiyatro değil ama iş hayatı, en yükseğe çıkmış olsam da bana hiç uymayan bir rekabet ve gerginlik demekti. Kariyeri bir kenara koyup Nora’ya hamile kaldığımda kafamda oluşan endişe ve sorular için bir arkadaşım bana şiş ve yün önerdi. Elime aldım ve 4 senedir bırakmadım. Örmeye başlamıştım ama şiş ve yün bana yetmedi. Moda’da bir kermesi gezerken Nora için amigurumi ile yapılmış bir kurbağa çıngırak satın aldım ve ona aşık oldum. Eve döner dönmez internetten araştırdım, malzeme aldım ve ilk sihirli halkayı yaptığımda içime dolan huzurdan bir daha vazgeçemedim.
İlk ördüğüm oyuncak turuncu bir tavşan! Nora’nın ilk oyuncağını kocaman karnımın üzerinde onun kıpırtılarını hissederek ördüm.
• Yaşadığınız yerdeki huzur ve mutluluk ördüğünüz oyuncaklara da yansıyordur elbet. Peki örme işi çok zamanınızı alıyor mu? Çalışma disiplininiz nasıl?
Bu küçük sahil kasabasına taşınmak bir ay içerisinde karar verdiğimiz ve hiç planlamadığımız bir durumdu. Sanki kendi kendine gelişen, olması gerekiyordu ve oldu denilen bir durum. Nasıl olduğunu hiç anlamadığım ama her anı için müteşekkir olduğum bir hayat başladı Sığacık’ta. Sevgili kızım mandalina ağaçları arasında, bahçede çiçeklerle, böceklerle, kedilerle toprağa bulanarak büyüyor. Benim haftada bir Sığacık Üretici pazarında açtığım bir oyuncak tezgahım var. Ben ve eşim kahvemizi içerken denizi seyrederek mutlulukla işlerimizi yapıyoruz. Evet, dediğiniz gibi huzur ve mutluluk Nora’nın Oyuncakları’na yansıyor.
Örmek fırsat bulduğum her anda yaptığım bir iş, arabada, cafede, parkta… Ama daha çok Nora uyuduktan sonrası benim için çalışma saatleri oluyor. O uyuduktan sonra gece yarısına kadar dikkat gerektiren işleri yapıp, gündüzü daha elimin alışkın olduğu işlerle geçiriyorum.
Tabii bir de hala sürdürdüğüm ve freelance yaptığım reklam işleri var ki orada da şans benden yana oldu ve çalıştığım marka yurtdışında Şili’de. Yani Nora uyuduktan sonra orada hayat ve benim mesaim başlıyor. Biraz uykusuzluk olsa da bu şekilde çalışabilmek ve Nora’nın her anına şahitlik etmek harika bir duygu!
• Sevgili Nora ile başlayan örme serüveniniz bugün başka bir boyuta geçmiş durumda. Gerek web siteniz gerekse sosyal medya üzerinden ilgiyle takip ediliyorsunuz. Yaptığınız işin toplum tarafından beğenilmesi nasıl oldu?
İlk tezgah teklifi İstanbul’da iken bir okul kermesinden geldi. Nora 5 aylıktı ve biz ailecek kermese gidip tezgahımızı açtık. Onca iş ve tiyatro deneyiminden sonra tezgah başında olmak benim için çok heyecanlı bir deneyimdi. Çocukların ilgisi inanılmaz keyifliydi.
Sığacık’a geldikten bir süre sonra burada kalıcı bir tezgah için oldukça çabalamak gerekti. Bu konuda eşim Taşkın Genç’ten her adımda inanılmaz bir destek aldığımı belirtmem gerek. Tezgahımız için sabahın 4’ünde yollara düşüp yerimizi seçmesi, her hafta tezgahımızı kurması ve tüm bunların yanında harika bir baba olduğu için ona minnettarım. Tezgahla birlikte hem internette hem de yaşadığımız yerde bilinmeye başladık. Başka amigurumi tezgahları olsa da Nora’nın Oyuncakları’nın özeni ve kalitesi ön plana çıktı ve beğenildi.
İnternetten ilk siparişim ise hesabı açtıktan ancak 2 sene sonra oldu. Sanırım süreklilik ve kaliteli görünüm güven veriyor. Özellikle Rainbow bebeğimiz çok ilgi gördü. Çocukların en iyi arkadaşı olması için ve hatta büyükler de kendine arkadaş olsun diye Rainbow bebekten istedi. Şimdiye kadar netten de tezgahtan da hiçbir şikayet almadan bu güne gönül rahatlığı ile geldik. Nora’nın Oyuncakları beni nasıl mutlu ediyorsa gittiği yere de mutluluk taşıyor.
• Biraz da Amigurumi sanatının kökeninden bahsedelim mi? Teknikleri neler ve tarihi nerelere dayanıyor?
Aslında bu konuda derinlemesine bir araştırma yapmaya hiç vakit ayırmadım. Bildiğim amigurumi sanatının Japonya’dan çıktığı ve kelimenin Ami (tığ veya şiş ile yapılmış) ve Nuigurumi (içi doldurulmuş oyuncak) anlamına geldiği.
Sihirli halka ve sık iğne tekniği bu işin temeli. İpinizin organik olması ve içini doldurduğunuz elyafın da özel olması gerekiyor ki hem bebek ve çocuklar için oyuncaklar tüylenmesin hem de oyuncak yıkandığında form bozulmasın. Tabii en önemlisi de elinizin tutması yani her amigurumi yapan aynı güzellikte çıkaramıyor işi. Bu konuda aldığım övgülerden yola çıkarak sanıyorum benim elim tuttu, diyebilirim.
• Neden Nora’nın Oyuncakları diyorsunuz?
Çünkü bu oyuncakların varoluş sebebi Nora! Onun için başladım ve ördüğüm her oyuncaktan önce onun için bir tane yapıyorum. Şu anda bir çadır dolusu amigurumi oyuncağı var ve neredeyse çoğu mor. En sevdiği renk mor ve hangi oyuncağı isterse istesin mutlaka mor olsun istiyor. Kedi, tavşan, kurbağa fark etmez, mor olacak…
• Türkiye geneline satış yaptığınızı biliyoruz. Planlarınız arasında yurt dışına satış yapmak da var mı?
Ah ne güzel bir hayal! Bunu yapmak planlarım arasında ancak artan kur sebebi ile inanılmaz fiyatlara ulaşan kargolar elimi kolumu bağlıyor. Yurt içinde bile kargo fiyatları çok sıkıntı yaratıyor maalesef. Belki ilerde ülke ekonomisinin düzeleceğini umut ederek, güzel günler göreceğiz çocuklar, diyelim.
• Yolu Sığacık’a düşenler ve şu an bu söyleşiyi okuyan okurlarımız size nereden ulaşabilirler.
Her Pazar günü yaz kış demeden Sığacık üretici pazarındayım ve emin olun oyuncakları görür görmez tanırsınız. Instagram’dan da “Nora’nın Oyuncakları @arttubi” hesabından bana ulaşabilir ve sipariş verebilirler. Ya da fırsat buldukça güncelleyebildiğim www.noraninoyuncaklari.com adresinden de sipariş verebilirler.
Sığacık’a gelemeyenler için her zaman instagram’ı tercih ederim çünkü sohbet etme şansımız da oluyor. Oyuncaklarda kişiye özel istekler bu mecradan daha kolay şekilleniyor. Her zaman beklerim!
• Röportaj için teşekkür ediyorum.
Ben de çok teşekkür ederim. Bu kadar özel bir mecrada bana da yer ayırdığınız için çok mutlu oldum. Okuyan herkese Nora ve benden sevgiler!
İlk yorum yapan siz olun