İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mehmet Ali Öksüz – Turna Teleği


Az önce son sayfasını da okuyup bitirdiğim Turna Teleği’nin ardından, ateşin başında toplanmış meraklı kalabalığa bilge bir hikâye anlatıcısının bir masal anlattığını ve o kalabalığın içinde hipnoz olmuşçasına masalı dinlerken, duyduklarımın etkisinden uzun süre çıkamayacağımı hissettim. 

Eğitimci, yazar Mehmet Ali Öksüz’ün ilk kitabı Turna Teleği’nde bize bilinmez bir coğrafyada, küçük yaşına rağmen oldukça zor bir durumda kalan, korku, öfke, hüzün gibi duygularla baş etmeye çabalayan bir çocuğun masalını anlatıyor. Yazar, masalını anlatırken kelimeleri öyle güzel kullanmış ki eser sözlü bir anlatı şölenine dönüşmüş. Okurken dinler gibi hissediyor, masalın içinde siz de bir yerlerde Ati’yi sessiz hıçkırıklarla izliyorsunuz. 

Bahrata’nın ulu dağlarının eteklerinde bir köyde yaşayan Ati, uzaklara çalışmaya giden taş işçisi babası Huyam’ın ardından, yaşadığı büyük öfke ve hayal kırıklığı nedeniyle ikiz kardeşleri Giş ve Guş’u da alarak evi terk eden annesi Şinsen’in gidişiyle yapayalnız kalır. 

Annesi giderken, yaşadığı acıyı, gözünden damlayan yaşları göstermemek için arkasına bile bakmaz. Onların gidişini hayal ederken şu satırlarla Ati’nin boğazındaki düğüm gelip benim boğazıma da oturdu. “Annesi onu öpmüş ve yanan ocağın başına götürmüştü. ‘Ateş sönerse ocağa odun at, odun biterse dışarı çıkma. Babanı bekle. Seni gelip alacağım.’ Annesi biraz sonra gelip onu alacak sanıyordu. O yüzden, üç kişinin ejder gibi kıvrılan yolda ilerleyişini boğazındaki düğüme karşın sakinlikle karşılayabilmişti. Belki içlerinden biri geri dönüp bakar diye, onlar kayboluncaya kadar el sallamıştı.”

Açıkçası başka bir yol yok muydu, insan iki çocuğunu alır da en küçüğünü nasıl bırakır diye Şinsen’e okurken hep öfke duydum. Sonra dedim ki hayat bize bazen işte böyle asla yapmam dediğin şeyleri yaptırabilir. Bazen duyduğumuz öfke diğer tüm duyguları alaşağı edip uzun sürecek bir zafer ilan edebilir. Bilemezsin. Yani bilemiyorum, onu da anlamaya çalışıyorum. Peki sonra ne mi oluyor? Devam edelim…

Bu ayrılık herkes için çok zor olsa da en büyük acıyı, yalnızlığı Ati yaşar. Ati’nin tek sığınağı köyün bilge ninesi İnşu Ana olur. İnşu Ana elinden geldiğince Ati’ye kol kanat gerer, anlattığı masallarla ruhunu, yaptığı tazecik çöreklerle bedenini besler.

Ati, yaşadığı yalnızlık duygusuyla baş etmeye çalışırken, sürüsünden ayrı düşen bir turna yavrusu bulur. Hiç düşünmeden turnayı alıp İnşu Ana’ya getirir. Birlikte yarasını iyileştirmek için merhemler sürer, onu sever, şefkatle beslerler. Ati, yaralı turna yavrusunu kendisine yoldaş eder ve sonraki göç mevsimine kadar iyileşmesi için uğraşır. Yavru turna ve küçük Ati arasında başlayan dostluk birbirlerine ilaç gibi gelir.

Ati’nin yaşadığı zorluklara karşı sakin duruşu, ruhunu doğanın şifasına bırakıp dağlarda, tepelerde, hayvanlarla, çiçeklerle kendini büyütüşü beni derinden etkiledi. Yüreğini kavuran anne özlemiyle yandıkça turnasına sarılan, terk edilişi aklına geldikçe o buz gibi ana dönen, annesinin gidişinden sonra babasının döndüğünde yaptığı kötü bir sürprizle baş etmeye çalışan Ati’nin hikâyesini genç yaşlı herkes mutlaka okumalı. 

Turna Teleği’nin içinde geçen masallar, karakterlerin ilgi çekici isimleri, hikâyenin kurgusu beni okurken Ati’nin köyü Hundabek’e götürdü. Keşke dedim, keşke İnşu Ana ile bu sohbeti ben de yapabilseydim…

“‘Kuşlar neden göç ediyor?’ diye sordu Ati. İnşu Ana ciğerlerine derin bir nefes çekti. 

‘Bazı başka hayvanlar gibi onlar da göğün vefasız kızına aşık.’

‘Güneşe mi?’

‘Güneşe tabii…”

Yavru turna iyileştiğinde ve bahar geldiğinde, göğün vefasız kızına doğru ilerleyecek mi? Ati’nin dostu onu da bırakıp gidecek mi diye merak ediyorsanız mutlaka okuyun isterim.

Yazar Mehmet Ali Öksüz’ün kaleminden tıpkı Turna Teleği gibi ustaca kurgulanmış nice güzel hikâyeler okumaya devam edeceğimize gönülden inanıyor ve bizi bu şahane eserle buluşturan Günışığı Kitaplığı’na teşekkür etmek istiyorum…

Yazan: Melek Turgay


İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir