Çocukluk anılarımızın büyük bir kısmını okullarımızla ilgili olanlar kaplar sanırım. Aklımızdan çıkmayan okul anıları vardır mutlaka. Hatta belki kimilerimiz ilkokula başladığı o günü bile hatırlıyordur. Biraz heyecanlı mıydı, ürkütücü müydü, nasıldı o gün?
Daha önce hiç görmediğimiz yetişkinlere “öğretmenim” demeye başladık bir anda. Biraz çekindik ve belki de sonra sevgi doldu içimiz. En iyi ihtimalle tabii. Her zaman böyle olmaz.
“Müdürümüz” vardı, sevdik mi sevmedik mi bilemem ama otorite simgesi olmuştur sanırım birçoğumuz için. İlkokulun o ilk günlerinde müdür odasını merak etmediniz mi hiç? Ya öğretmenler? Teneffüslerde odalarında ne yapıyorlardı ki acaba? Yedi yaşında bir çocuk olup dönsek mi o günlere?
Henri, yeni sınıf arkadaşına okulumuzu gezdirir misin lütfen?
Günışığı Kitaplığı’nın en eğlenceli dizilerinden, David Cali’nin yazdığı ve Benjamin Chaud’un çizimleriyle renk kattığı Okuldaki Hayalci dizisinin son kitabı İnanılmaz Okulum Hakkındaki Gerçek bu soruyla başlıyor.
Sınıfa yeni bir öğrenci gelir ve öğretmeni, Henri’den okulu gezdirmesini rica eder. Her sayfada gayet olağan(!) bir şekilde inanılmaz şeyler olur. Henri’nin hayal gücünün ürünü müdür bunlar yoksa gerçekten okulu böyle tuhaf bir yer midir bilinmez.
Aslında okulda görülecek pek de bir şey yoktur ki. Sınıf hayvanlarının kocaman bir deniz canlısı olması ve merdivenle akvaryumun üstüne ulaşıp onu beslemeleri pek de ilginç olmasa gerek.
Henri arkadaşını ilk önce müzik odasına götürür. O da ne? Elvis Presley mi o? Resim odasına ne demeli? Yok canım, Picasso değildir herhalde resim öğretmenleri. Matematik köşesinde kimsenin çözemediği problemler, laboratuvarda kocaman bir ahtapot… Teneffüslerde koridorlar epey “sürükleyici”. Arkadaşının şaşkın bakışları karşısında bahçeye inmenin başka bir yolunu mu gösteriyor Henri?
Burada da görülecek hiçbir şey yok aslında.
Henri ve arkadaşı, spor salonu, yemekhane, kütüphane derken her yeri geziyorlar. Öğretmenler odasında neler oluyor acaba? Belki hep birlikte şeker yiyorlardır teneffüste. Off, ya müdürün odası? Biraz ürkütücü gibi. Ulaşması da biraz zor.
Nihayet tur bitiyor ve iki arkadaş sınıfa dönüyor. Ne kadar da olağan(!) şeylerdi gördükleri. Klasik okul işte.
Gün sonunda herkes servisle evlerine dağılacakken annesi “yeni kız”ı biraz tuhaf aracıyla okuldan almaya geliyor. Henri’nin hayal gücü yine iş başında.
Tam bu noktada “Henri okul servisinde neler yaşayacak acaba?” diye düşünüyorum okurken. Ama o da belki bir sonraki kitabın konusudur, bilemeyiz.
Çok eğlenceli, çok hayalli (belki de hepsi gerçektir) bir kitap İnanılmaz Okulum Hakkındaki Gerçek. Okur yaş grubu 3-8 olarak belirlenmiş ama benim de eğlenmeme hiçbir şey engel olamadı. Çizimleri de o kadar güzel ki her sayfada bambaşka detaylar gizli. Çocuğunuzla ya da belki bir öğretmen olarak sınıfınızda okumak isterseniz bence çok eğlenceli anlar yaşayabilirsiniz. Çocukların gözünden okullarını dinlemek, hayalleri ve gerçekler arasında yolculuk yapmak şahane bir etkinlik olabilir.
Yazan: Pınar Taşçı
İlk yorum yapan siz olun