İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dağınık Oda: Düzen ve Karmaşanın Ortasında


Kimi kavramlar, yetişkinlerin zihninde başka anlamlara gelirken, çocukların dünyasında farklı sesleri imler. Fantastik kurgularıyla tanınan ve sevilen Sabri Safiye, Dağınık Oda etrafında “düzen” ve “karmaşa”yı âdeta yeniden tarif ediyor. Yazar, Tüylü Bir Uzaylı Macerası-Halfeti ile kurmacanın sınırsızlığında, Türkçenin imkânlarında nefis bir romanla okuru selamlamıştı. Aynı perspektifin rehberliğinde bu kez Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan son romanında, Ahmet Uzun’ın resimleriyle yeni bir maceraya davet ediyor bizi. Toplam on üç bölümden oluşan Dağınık Oda, hayal gücünün labirentlerinde gezinmeyi seven çocuklara yoldaşlık yapıyor.

“Son Ders Başka Hiçbir Şeye Benzemez”

Anlatı; “Haftanın son gününde, okuldaki son ders başka hiçbir şeye benzemez. Duvardaki saat giderek daha yavaş ilerlemeye başlar. Sanki, sık sık kendine bakan çocuklarla inatlaşmaktadır. Aynı şekilde, üstüne oturduğumuz sıra, her zaman olduğundan daha sert, daha rahatsız hâle gelir. Sadece onlar mı? Kalemlerin ucu daha çabuk kırılır, silgiler daha fazla defter sayısı buruşturmak için âdeta yarışır, öğretmenin söyledikleri ağızdan çıkıp kulaklara ulaşıncaya kadar, yolda oraya buraya dağılıverir. Kısacası, haftanın son dersi, diğer derslerden daha uzun sürer.” hemen herkesin kendi nostaljisini yaşayacağı cümlelerle açıyor.

Kahramanımız Ozan, çizgi romanlarını fazla kemirdiğini düşündüğü hamsterının yol göstermesiyle “Dağınıklık Ülkesi”nin kapısına gider. Gözlerine inanamayan, âdeta küçük dilini yutan Ozan, “Dağınıklık hakkımız/esneye esneye alırız!” sloganlarının eşliğinde, gördüğü bu yeni ülkenin ilginç taraflarını keşfederken, hiç de beklemediği bir şey olur: dağınıklığın kurucusu olduğu ve kendilerini unuttuğu gerekçesiyle ihanetle suçlanır. Bu garip ve tuhaf ülkenin zindanına atılan kahramanımız, T-Rex adlı dağınıklıklar vekilinin iki şartıyla karşı karşıya gelir: bir; dağınıklığı toplama hayalinden vazgeçmek, iki; başkanlık makamına geçmek.

Birbirine Eklenen Sesler ve Renkler

Bu arada yazar; yeni neslin duygu dünyasına hitap eden itemleri teknolojik kurguyla ve kendi stilinden taviz vermeden, zamana yaraşır, yanaşır ve yaklaşır bir tonda anlatıyor. Tam da bu çağın fotoğrafını çekiyor aslında: Karmaşadaki düzen, düzendeki karmaşa! Eski tabirle söylersek, eşyanın tabiatını, sonrasında ruhunu, tesadüfteki dengeyi 8-12 yaş arasındaki çocuklara ve ilkgençlere özenli bir dille aktarıyor. Dağınıklık Ülkesi, aslında bizim içimizde yaşayan bir oda ve buranın anahtarı da bizde, pencerelerini havalandırmak da elimizde.

Sabri Safiye, böylesi ucu birbirine eklenen ve çoğalttığı kurgusunu ustalıkla sonlandırıyor, rüya defterine şu notları kaydediyor: “Ozan önüne boş bir kâğıt çekti, kaleminin arkasını çenesine dokundurarak pencereden dışarıya baktı. Akşamüstü ışığı, binaların arasındaki boşlukta büyümüş kiraz ağacının yapraklarında oynaşmaktaydı. Rüyasını hatırladı. Ama hayallere dalmadan önce yazması gereken bir ödev vardı… Önündeki kâğıda özenerek başlığını yazdı: Dağınık Oda.” 

Yazan: Sevim Şentürk


İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir