“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı da tutmuyor, canlanamıyordu. Bir can, bedenin her yerine eşit dağıtılamaz mıydı? Bunu düşündü. Yüreği yine hapsoldu karanlığa…”
Hüseyin Öğretmenin çocukları için yazdığı, insanın içini ısıtan, zaman zaman kederlendiren ve bir solukta okunan kitabını tanıtıyoruz…
Kitap farklı hikayelerden oluşmaktadır. Kitabın da ismi olan “Özgürlük Bulutu” hikayesinde tekerlekli sandalyeye mahkum olan bir çocuğun yaşadıkları anlatılmaktadır. Çocuk “Bir can bedenin her yerine eşit dağıtılamaz mıydı?” Sorusuyla içimizi burksa da eline geçen bir kitapla, ki kitabın adı “Özgürlük Bulutu”, bedenine karşı bir özgürlüğe girişiyor…”Karamsarlığı almadı sandalyesine bu sefer. Tekerlekli sandalyesiydi yoldaşı artık. Hızlandı. Coşuyor, coştukça hızlanıyordu. Tekerleklerin üzerinde yelle yarışıyordu sanki. Yeniden doğmuş, farklı bir dünyaya merhaba demiş gibiydi…”Yine kitabın başka bir yerinde :”Neyse bu düşünceleri bıraktı, suya bir daha baktı. Akan suydu, bakan onun gözleri; duyan onun kulağıydı… Ne müthiş bir histi bu! Çok sevindi. İçindeki çıkmazı aşmış olmanın gururunu yaşıyordu şimdi…” kesitiyle karşımıza çıkar… Kitabın devamında Meraklı Zikzak, Küçük Yaprak, Kartopu Savaşı, Tombiş: Sevgi Masalım ve Gizli Görev hikayeleri birbirinden farklı tatları bize sunuyor ve çocukların, hep çocuk kalanların, yüreğine dokunuyor…
Öykülerin her biri çocuk dünyasının rengini ve heyecanını kapsamaktadır. Hüseyin Özübek çocukların dünyasına girmeyi başarmıştır. Hedef kitle olarak ne kadar çocuklara hitap etse de her yaş seviyesindeki bireyin iç dünyasındaki çocuk tarafını da aydınlatma taraftarıdır. Yazar, okurun seviyesi ile sınırlı kalmamış; seviyesini ve sınırlarını aşmasına yardımcı olmuştur. Çocuğun hayal gücünü geliştirici nitelikte olaylara değinmiş ve hayal gücüne farklı dokunuşlarla bunu başarmıştır. Çocuklara birçok duyguyu tattırmakla kalmamış, çocuğun ruh halinden yola çıkarak onu öykülerine yansıtmakla kalmamış bilakis ona yol göstermiştir.
“Öğrenin, öğrenin çocuklar! Bilgi demek başarı gücü demektir. Bilgi demek özgürlük demektir! Yetenek, mutluluk getirir. Gözünüzü açın ve şu güzel dünyaya bir bakın! Gözünüzü iyice açın! Sadece kırpmakla yetinmeyin! Sabahleyin mahmurlaşan gözlerinizi yıkayacağınız suyu biliyorum ben! Bu, yaşama sevincidir! Bu, ‘Bugün iyi bir çocuk olacağım!’ diyebilecek iyi niyetli ve taptaze bir iradedir! Ama bunu her gün ve her sabah tekrarlayacaksınız!”
“Ana babalarının gururu olup onları mutlu eden çocuklar var ya, işte onları Tanrı iyi ve kötü günlerde birbirlerinden ayırmasın!” Bu ilkeleri benimseyen, çocuk ruhunun tertemiz sayfalarını şekillendiren bir kitaptır: Özgürlük Bulutu!
Hüseyin Özübek, eğitimci bir yazardır. Olayları kaynağından beslenerek kaleme almıştır. Hem çocukları gözlemlemiş hem de kendi çocukluk yıllarından esinlenmiştir. Bu vesile ile öğrencilerin severek okuduğu, onlara okuma sevgisi aşıladığı, içerisinde hassas konuların bulunduğu “Özgürlük Bulutu” bir özgüven kitabıdır.
Özgürlük Bulutu’nun yanı sıra ‘Küçük Yaprak’ hikayesinde ise dalından kopan ve sürüklenip yeni bir maceraya yelken açan yaprağın mücadelesi vardır:
“Eylül ayı gelmişti. Artık ağaçlar yavaş yavaş kışa hazırlanıyordu. Sararan yapraklar dökülüyor, rüzgarla birlikte bir bilinmeze gidiyordu. Yapraklardan bir tanesi vardı ki dalından kopmak istemiyordu. Ama günden güne güçsüzleşiyor ve bir gün dalından kopacağını biliyordu. O gün geldi ve küçük yaprak dalından koptu. Ama daha yere düşmeden küçük yaparak savruldu, uçtu gitti rüzgarla…” Böyle başlayan ve farklı bir gizemli yolculuğa çıkan Küçük Yaprak, sizleri heyecanla peşinden sürüklüyor; bir evin vitrininde esrarengiz yerini alıyor…
Tombiş: Sevgi Masalım:
“Bir varmış, bir yokmuş. Çınaraltı köyünde tatlı mı tatlı, sevimli sevimli mi bir kız varmış. Kızın adı Leyla’ymış. Leyla köyün ileri gelenlerinden Bekir Ağa’nın kızıymış. Bekir Ağa çiftçilikle uğraşan kendi halinde, alnının teriyle ekmeğini kazanan bir adammış. Bekir Ağa, sabah erkenden tarlaya gidip sarı sıcağın altında akşama kadar çalışır, akşam olunca da evinin yolunu tutarmış. Gündüzleri sevemediği, öpüp doyamadığı kızı Leyla’yı hasretle kucaklar; öper, onunla oyunlar oynar, onu sırtına alır sokaklarda gezdirirmiş. Leyla da babasına o kadar düşkünmüş ki babasının yollarını gözlermiş sürekli…”
Çocukluğun anlatılmaz tadını anımsamak, sevgiyi yeniden bulmak, hayata dönmek, aile içindeki sevgi bağını dile getirmek, baba sevgisini ve babanın evdeki önemini anlatmak, azmi ve mücadeleyi örneklemek; kaybolan umutları ve yıkılan hayalleri onarmak, çocukluğun hasretini gidermek, özlem duyulan ve çoklarının hayatını süsleyen bu kitap yeniden doğuşun simgesidir . Bu kitap, hayata bağlılığın rehberidir çünkü kaybolan sadece Tombiş değildir: İki ruhun birbirini aramasıdır ve bu şekilde yıllar öncesinde kaybolan Tombiş Ayı, Şair ile ortaya çıkar ve insanın ruhuna dokunan her şey muhakkak bir vesile ile gün yüzüne çıkar…
Kitabın yazarı; bu renkli ve eğitici öykülerle çocuk kitleye güçlü, umutlu ve mutlu bir profil çizmeye çalışmış; bunu başarıyla aktarmıştır. Çocuk ruhunu kaybetmeyen ve hep hayallerinin peşinden koşan herkesin okuması gereken bir kitaptır…
İçinde Meraklı Zikzak, Gizli Görev ve Kartopu Savaşı gibi ilginç hikayelerin ve görsellerin de bulunduğu ‘Özgürlük Bulutu’ 10 yaş üstü her okura hitap etmektedir. “Eğer gerçekten inanırsanız kağıttan kuşlar bile uçar..!” Özgürlük Bulutu’na takılıp gökyüzünün maviliklerinde kaybolabilirsiniz.
İlk yorum yapan siz olun