Yazan: Songül Bozacı
Anılarımızın bizimle birlikte yok olmaması için neler yapmalıyız hiç düşündünüz mü? Yaşanmışlıkları olan eşyaların hikâyelerini eğer hiç anlatmadıysak bunu kimler bilebilir? Dünya üzerinde geçirdiğimiz zamanın döngüsünde bizim anılarımız belki çocuklarımıza ya da onların çocuklarına geçebilir. Böylelikle var olan tüm anılarla yüklü eşyaların neden kıymetli olduğu bilinir.
Bir dede bir torun hikâyesi bizi birçok konu ile baş başa bırakıyor. Anılar, eşyalar, yaşanmışlıklar, dostluklar, paylaşımlar ve dünya üzerinde bıraktığımız izlerin sahiciliği üzerinde durup düşünmemizi sağlıyor. Büyükbaba ve torunu Rüya’nın birlikte geçirdikleri zaman boyunca torunun dedesinin anlattığı hikâyeler ile yaşadığı özlemi bulmasıyla onun hayatını güzelleştirmesinin öyküsü bu.
Bir büyükbaba düşünün, dünyanın en güzel koylarından birinde yaşıyor ve çocukluğundan beri biriktirdiği ıvır zıvır koleksiyonuna sahip. Bir çocuk için inanılmaz güzel bir buluşma olsa gerek. Birlikte geçirecekleri zaman boyunca Rüya dedesinden önce birlikte koya gitmeyi istiyor fakat dedesi artık o engebeli yolu aşabilecek gücü olmadığını söylüyor. Onun yerine bahçede saklambaç oynayıp daha sonra ıvır zıvır koleksiyonundan istediği eşyanın hikâyesini anlatabileceğini öneriyor. Saklambaç oynadıkları bahçe büyükannenin ilgilendiği bahçe. Ölümünden sonra bahçe ile ilgilenen olmadığı için oldukça uzamış tropikal bitkilerle kaplandığından bir çocuğun saklanmak için bulabileceği çok fazla alan olması bu oyunda keyifle zaman geçirmelerine zemin hazırlıyor.
Öykünün kurgusunda yaşanmışlıklar, kayıplar, bir zamanlar çocuk olanların sonra yaşlı olması ile çocukların yaşam hakkında deneyimlerini algılamalarını sağlayan küçük detaylar olması pek güzel. Rüya’nın hikâyesini anlatmasını istediği her öyküde büyükbabanın onun sorduğu soruların güzelliğiyle övmesi çok anlamlı. Doğru sorular ile doğru cevaplara gidilecek fikri 21. yüzyıl çocukların öğrenmeleri gereken becerilerden. Cevabını bildiği sorular yerine merak ettiği soruları sormak. Ya da öğrenmek istediği şeyi doğru bir soru ile sorabilmek. Rüya büyükbabasından ilk olarak altın bir paranın hikâyesini dinliyor. Orada anlıyor ki dedesi bir zamanlar onunla aynı yaşta iken burada yaşıyor ve hala o günlerden yakın arkadaşı ile komşu olarak yaşamına devam etmiş. Rüya her sorduğu nesnenin hikâyesi ile büyükbabasının hayatının en önemli detaylarını öğreniyor. Büyükannesi ile tanışmasını vesile olan balık ağı, on ikinci yaşın hediyesi olan teleskopun onun merhameti ve fedakârlığı ile geldiğini öğreniyor.
Hikâyeler hem anlatan kişi ile ilgili bilgiler aktarıyor hem de dinleyenin yaşanılanlar üzerinden bağ kurarak kendisi için önemli detayları bulmasını sağlıyor. Hikâyeler sayesinde dinleyenler sevgiyi, paylaşmayı, dayanışmayı öğrendiklerini belki çok sonra kendilerinin başına bir olay geldiğinde hissedeceklerdir. Rüya, hikâyeleri dinledikten sonra büyükbabasının en sevdiği yerden mahrum kaldığını ve orayı gerçekten çok özlediğini fark eder. Bunun için bulduğu çözüm harikadır. O bütün hikâyelerde adı geçen kasaba sakinleri ile birlikte el ele verip engebeli yolu tekrar büyükbabanın kullanması için düzenlerler. Birlikte, hep beraber yeniden güzel gün doğumları ve gün batımları ile gözlerini uçsuz bucaksız denize bakarak geçirecek bir koyları olur.
Eşyalar ve anılar belki bu dünyadaki en çok ıvır zıvır detaylar olabilir. Fakat kişinin yüklediği anlamlar bambaşkadır. Bir torun bunu fark edebiliyorsa hayat artık çok daha güzel olacaktır. Güzel anıların biriktiği bir yaşamı olsun her çocuğun. Ona güzel anılar anlatan büyükleri olsun her daim çevresinde. Okuma yazma bilen çocukların keyifle okuyacakları bir kitap. Bilmeyenler için ebeveynlerin onlara okuyabilecekleri bir hikâye. Belki her okumadan sonra bir nesne ile yeni hikâyeler yazabilirsiniz… Keyifli okumalar olsun…
Yazar: Sylvia Bishop
Resimleyen: Paddy Donnely
Çeviri: Sima Özkan
Yayınevi: Timaş Çocuk
İlk yorum yapan siz olun