İnceleme: Songül Bozacı
Hey dostum bugün nasılsın? İyi olma hali ya da kötü olma hali ne hissettiğinle bağlantılı mıdır? Yoksa havaların durumu hislerini etkiler mi? Ben güneşli günleri sevenlerdenim. Yağmurlu ve gri havaların kasveti ile duygu durumları değişenlerden. Fakat biliyorum ki o gri havalarda oldukça mutlu olan insanlar da var. Böylesi güzel bir farklılığı bize hatırlatan bir kitap Bugün Nasılsın?
Yağmurun yağdığında herkesin başına canını sıkan bir durum gelmiştir. Ya hiç yayaya saygısı olmayan hızla su birikintilerinden geçen bir arabanın sıçrattığı sular, ya da şemsiyenin uçup gitmesi, ya da çok saniyelik bir fark ile bineceğiniz aracı kaçırmanız. Hepimizin yağmurlu günler için söyleyecekleri vardır. Kitabımızın ilk kahramanı Bay Vang bir ayakkabı dükkânı sahibi fakat her yağmur yağdığında ayakkabı kutuları su içinde kaldığı için bu durumdan oldukça mutsuz. Tam da burada şu soru geliyor akla; gerçekten mutsuzluk bulaşıcı mıdır?
Bir olumsuzluk başka bir olumsuzluğu tetikler mi? Bu süreç sonsuz olasılıkla devam edebilir ya da etmeyebilir. Ediyor olması gerçekten kişilerin o anki ruh haline mi bağlıdır? Hikâyenin kurgusu bu sorulara oldukça kapsamlı bir açıklama sunuyor. Duygu durumunu havanın kapalı ve güneşli olması ile açıklamış olsa da ilerleyen sayfalarda bir çocuğun bir güzelliği fark etmesi ile her şey güzel etkileşime geçiyor oluyor. Tam bir olaylara nereden baktığımız ile ilgili farklı bir okuma yolculuğu yapabilirsiniz bu kitapla. Duygu durumlarımız nelerden etkileniyor? Bunları anlamlandırmak için çocuklarla böylesi keyifli bir yolculuğa çıkmak oldukça verimli olacaktır diye düşünüyorum.
Kitabın sonunda okuyucuya okuma rehberi sunulmuş. 3 tarifin başlığı “Sen”. Burada yağmur yağmasının bazen sadece sudan ibaret olmadığını kaba ve kötü davranışların da üzerimize yağmur gibi düştüğünü ifade ediyor olması anlamlandırma yolculuğu için fikir açıcı diyebilirim.
Hikâyemize dönersek Bay Vang güne öfkeli ve müşterilerini uzaklaştıran bir yaklaşım ile başlıyor. İlk gelen müşteri bundan etkileniyor ve hızlıca uzaklaşmaya çalışırken istemeden başka birinin ıslanmasına sebep oluyor. O kişi bu duruma sinirleniyor ve tüm otobüs yolculuğu boyunca çevresine somurtuyor. Bu etkileşim hikâye boyunca devam ediyor ve yere düşen çiçeklerden bir tanesini minik Blanca’nın bulması ile etkileşim değişiyor.
Olayları bazen kendimiz daha da içinden çıkılmaz hale getirebiliyoruz. Bulunduğumuz süreçleri yorumlamak o anda duygumuzu yönetebilmek çok önemli. Çoğu zaman çocukların ve hali ile yetişkinlerin en zorlandıkları süreç öfke kontrolü. Küçük yaşlarda bunu öğrenemeyen yetişkin tabi ki büyüdüğünde öfkesini yönetmekte daha çok zorlanıyor olacaktır. Duygu durumlarımız bazen bizim kontrolümüzde olmayan sebeplerle değişiyor olsa da genelde duygularımızı az çok tanıyor olduğumuzdan yönetebilmenin yöntemini herkesin bulması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl ki kimimiz güneşi seviyoruz kimimiz yağmuru. Biliyoruz ki biri olmadan diğeri olmayacak. Birlikte olduğunda da muhteşem bir güzellik ortaya çıkacak Gökkuşağı gibi. İşte duygularımız da iç içe. Hepsi ile muhteşem zamanlar geçirebilmek elimizde. Eski zamanların esprisi olsa da “havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun” diyerek keyifli okumalar dilerim.
Bugün Nasılsın?
Yazar: Mireia Vidal
Çizer: Anna Font
Çevirmen: Elif Dinçer
Yayınevi: Abm Yayınları
İlk yorum yapan siz olun