”Kuş sevenler her zaman erken uyanırdı.”
Günler kaybolur mu, yoksa insanlar mı onları kaybeder? Hem yaşanmış hem yaşanmamış bir zaman dilimi var mıdır? Size bir şans tanınsa geçmiş zamanlara mı, gelecek zamanlara mı gitmeyi dilerdiniz? Ne garip sorular bunlar dediğinizi duyar gibiyim. Belki de demezsiniz… Çünkü nice, “olmaz” denilenlerin olduğu zamanlardayız.
Yazar Mehtap Gül tarafından kaleme alınan, 309 Kayıp Gün isimli fantastik macera kitabı, Beyaz Bulut Yayınları’ndan çıktı. Yetişkinler için yazdıklarıyla tanınan yazar, bu kez kalemini çocuklar için oynatmış. Üstelik de zor bir tema olan bilim kurguyu fantastik bir kurguyla harmanlamış. Konusunun yanı sıra, kullanılan dilin akıcılığı ve sadeliği de dikkati çeken önemli özelliklerinden biri.
Eser, hemen ilk satırlarında okuyucuyu merak çemberi içine almayı başarır. Çünkü ilk sahnemiz üç sınıf arkadaşı olan Lokman, Çınar ve Behram’ın bir mağaranın içinde uyanmalarıdır. Hemen cep telefonlarına sarılan üç kafadar, telefonlarının şarjlarının da bittiğini görürler. Bu üç arkadaşın yanında üç farklı hayvan dostları da vardır. Mağaradan dışarı çıkmanın yolunu arayarak başlayan macera, sürpriz gelişmelerle devam eder.
Yazar, mağara arketipi kullanarak, Yedi Uyurlar kıssasına bir gönderme yapmış ve bu göndermeyle dikkati çok önemli bir hususa çekmek istemiş. O da insanlık ne kadar uyursa uyusun, uyanan birilerinin bir gün diğerlerinin de uyanmasına vesile olacağı kesinliğidir. Tarih boyunca böyle olmuş, olmaya da devam edecektir.
Çocuklar için böylesine alt okuması geniş bir metni ele almanın zorluğunu satır aralarında görmekteyiz. Bunun, yazarın çocuklar için ilk denemesi olmasıyla doğru orantılı olduğunu söylemekte fayda var. Yazar, yine de çocuk dilini ve mantığını büyük ölçüde yakalamış. Didaktiklikten uzak, güzel, düşündürücü ve ilham verici aynı zamanda bir şeylerin farkındalığını kazandırmaya çalışırken öte yandan da okuyucu çocuğun kalbinden ve aklından tutmayı başarmak elbette ki kolay bir iş değil.
Okur kitlesi alt yaş sınırı dokuz yaş olan, 309 Kayıp Gün’ün kahramanlarını yeni bir macerada göreceğimizi düşündüğümüzü belirtmeden geçemeyeceğiz. Yazarın bu konudaki fikrini zaman bize gösterecek. Belki de bu üç kafadar bu kez, kaybettikleri 309 günün birinden bize selam yollarlar; kim bilir nasıl bir zamandan ve nasıl bir yerden?
İnceleme: Funda Şen
İlk yorum yapan siz olun