İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Benim Adım Kaplan, Dinleyin Beni Korkmadan!


İnceleme: Sevim Şentürk

Eğer kaplanları çok seviyor ve onların bilmediğimiz yönlerini merak ediyorsanız, hazır olun! Vahşi doğanın çizgili ve havalı hayvanını başka bir gözle anlatan yeni bir resimli çocuk kitabı çıktı: Bir Kaplanın Gizli Yaşamı. Bu kitapla birlikte; kaplanlara olan sevginiz artacak, onları yeniden tanıma fırsatı bulacaksınız! Kaplanımız, doğal hayatın kapılarını, okuyacağınız sayfalarda siz çocuklara ve anne-babalara açıyor, muzip ve eğlenceleri yönlerini gösteriyor, her zaman ısıran bir ‘kedi ailesi üyesi’ olmadığını kanıtlamak için çabalıyor. Öyle ki bunun için babasının kuyruğu üzerine yemin bile ediyor! Kısacası; kitabı okuyup, resimlerine bakarken belki biraz gülecek, biraz da ‘acaba?’ diyeceksiniz!

Benim Adım Kaplan, Dinleyin Beni Korkmadan!

Turuncu tüyleri ve siyah çizgileriyle doğal hayatın vahşi hayvanlarından kaplan, bilindiği üzere kedigiller familyasının en büyüğü. Sivri dişleri, üç kilometre öteden duyulacak kadar güçlü bir kükreyişi var. Yetişkin bir ayıyı avlayabilecek tek canlı olması gücünü göstermesi açısından hayli dikkat çekici. Onlara hava katan, en belirgin özelliklerinden olan çizgileri ise insanoğlunun parmak izi gibi biricik. Düşünebiliyor musunuz; her birinin çizgisi diğerinden farklı… Anavatanı ise sanıldığı gibi Afrika değil; Asya. 

İşte, bir belgesel özeti kıvamında değindiğimiz bu bilgiler, kaplanın dünya üzerindeki rolünü şekillendirmiş; onu diğer pek çok canlıdan farklı yerlere taşımış. Misal, antilobu belki hepimiz tanımayız; ama kaplan öyle mi? Çarpıcı ve etkileyici görünüşü sayesinde insanların çoğunun hayranlık duyduğu bir hayvan türü o. Antik mitolojiden tutun da folklara, mimariden edebiyata pek çok alanda varlığını belli ediyor. Mesela, köklerinin bulunduğu coğrafyada karşımıza bir bayrak ya da armada çıkabiliyor. Gücü ve başarıyı temsil ettiği içinse spor takımları onu kendine maskot olarak seçebiliyor. Yetişkinlerin tarafında durum bu. 

Peki çocuklar için ne ifade ediyor kaplan? Çok sevdikleri bir oyuncak, heyecanla izledikleri çizgi filmin kahramanı, okudukları kitabın ana karakteri… Kaplan, yetişkinler kadar çocukların da ilgi duyduğu süper yırtıcı hayvanlardan. O yüzden farklı dillerde ve kültürlerde, hakkında yazılmış masal ve pek çok çocuk kitabı, çizilmiş illüstrasyonlar, çekilmiş animasyon filmleri var. Kısacası o, çocuklar için üretilmiş orman konulu pek çok hikâyede, ana karakter olarak ufaklıkların karşısına çıkmış, çıkmaya devam ediyor.

Kaplanları Nasıl Bilirsiniz?

‘Timaş Çocuk’ etiketiyle okul öncesi çocuklar için raflarda yerini alan, Bir Kaplan’ın Gizli Yaşamı adlı kitap da onlardan biri denilebilir… Ama bir farkla: Okuyucu bu hikâyede, kaplanların belgesellere konu olmayan yönleriyle buluşuyor. Mesela bu sivri dişli hayvanın boş vakitlerinde ne yaptığını, sıradan taraflarını, pineklerken ormandaki diğer hayvanları dinlemeyi sevdiğini, her zaman birilerini ısırmadığını, pençelerini ise vejetaryen beslenme için de kullanabildiğini öğreniyoruz satır aralarında.  Sonra yardımsever olmasına şaşırıyoruz! Doğru duydunuz; kaplanımız bazı hayvanları avlarken, bazılarının da hayatını kolaylaştırmak için onlara iyilik yapıyor! Orangutanların saçını tarıyor, fillere meyve tabağı hazırlıyor, tapirlerle doyasıya dans ediyor… 

Babamın Kuyruğu Üzerine Yemin Ederim!

Kitapları 40 dile çevrilmiş, 20’den fazla çocuk kitabı hazırlamış Polonyalı yazar Przemysjaw Wechterowicz’in kaleme aldığı, Emilia Dziubak’ın resimlediği kitabı, Lehçeden Türkçeye Emre Can Petek çeviriyor… Editörün hakkını teslim etmeyi unutmayalım. Kendisi de bir çocuk edebiyatı yazarı olan Sevde Tuba Okçu, hepimizin çok sevdiği bir canlıya farklı açıdan bakan bu hikayenin bizlere ulaşmasını sağlayarak farkındalık oluşturuyor aslında.

Çünkü yazar, aslında bir kaplan üzerinden oluşturduğu kurgusu sayesinde, çocukların kulağına, çaktırmadan ön yargısız olmayı fısıldıyor. Görünenin ötesinde bilmediğimiz şeylerin varlığını zarifçe hatırlatıyor! Güldürerek, sevdirerek, düşündürerek, hissettirerek… Yırtıcı bir hayvanın dişleri ve pençeleri dışında başka özelliklere sahip olabileceğine de inanıyoruz mesela. Kahramanımız onun her şeyi ısıran bir canlı olmadığını kanıtlamak için, babasının kuyruğu üzerine yemin bile ediyor masalında!  

Sade ve zevkli anlatımın yanı sıra ufaklıklara sunduğu görsel şölenle de dikkat çekiyor kitap. Yazar; kaplanı konuştururken, çizer Emilia Dziubak ise resimleriyle vahşi ormanda gezintiye çıkarıyor okuru. Sanki kaplanımız tur rehberi, biz de onun yaşadığı doğal ortamı yakından görmeye gelmiş gezginler gibiyiz. Sayfalar arası giderken, bir yandan kaplanın kendisini anlatmasını dinliyor; diğer yandan da 24 saati nasıl geçirdiğine şahit oluyoruz. Nerede uyuduğunu, yılanın kovuğuna nasıl girdiğini, karıncaların ortamına dalışını, papağan yumurtalarının izini sürüşünü… Hepsini okurken yaşıyoruz adeta.

Ve günün sonunda kahramanımız uykuya dalarken bizim dilimizden de şu cümle dökülüyor: 

Bir Kaplan Olmak Gerçekten Harika!


İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir