İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Zeynep Gültepe: “Her şeyin altında kötülük arayan kişi kötü biridir.”


Zeynep Gültepe, 13 yaşında, İznik’te yaşıyor. Çok meraklı insanları sevmiyor.

Röportaj: Ayşe Gülay Hakyemez

Dünyada neleri değiştirmek isterdin? 

Adalet sistemini değiştirmek isterdim. Dünyayı açlık, susuzluk, yoksulluğun olmadığı, herkesin eşit olduğu bir dünya haline getirmek isterim.

Herkes eşit olabilir mi sence?

Herkes eşit olamaz ama adalet herkes için eşittir.

“iyi insan” tarifi yapabilir misin?

Bana göre iyi insan herkese iyi olan,ayrım yapmayan ve olduğu gibi olan doğal insandır.

“Kötü insan” tarifi de rica etsem..

Bana göre kötü insan iyi – kötü her şeyin altında kötülük arayan kişidir.

Her şeyin altında kötülük arayan kişi gerçekten kötü biri midir, yoksa güvendiği insanlar ona acı çektirdiği için artık şüpheci birine mi dönüşmüştür?

İyi ve saf kalpli olan bir insan ne yaşarsa yaşasın düşüncelerini kötüleştiremez. Evet bence her şeyin altında kötülük arayan kişi kötü biridir.

Uykuyu sever misin? Nasıl rüyalar görürsün? 

Uykuyu severim. Ama ihtiyacım kadar. İnsanı rahatlattığı ve hiçbir şey düşünmemesini sağladığı için seviyorum. Son günlerde rüyalarımda cisimler görüyorum. Son üç gündür gördüğüm cisimler: yılan, beyaz kutu ve kapı…

Hayallerinden bahsetmek ister misin? En büyük hayalini anlatır mısın?

Hayallerim çok fazla.Yazmakla bitmez ama en büyük hayalim dünyayı gezmek. Yeni şehirler, yeni insanlar, farklı hayatlar, farklı yemekler…

Hayallerim çok fazla dedin.. Başka neler var mesela?

Çok başarılı bir iş kadını olmak istiyorum.

Proje ve hedeflerinden bahseder misin?

Biraz daha büyüyüp kendi paramı kazanınca sokak hayvanları için bir barınak kurmak istiyorum. Çok büyük bir arazi içinde onların çok rahat ve mutlu yaşayabileceği bir barınak. Sahipsiz köpekler, kediler için. Ayrıca tiyatroya da çok yetenekli olduğumu düşünüyorum. Hedeflerim arasında iyi bir tiyatro kursuna gidip eğitim almak da var.

Nasıl bir meslek düşünüyorsun?

Şimdilik kafamda olan meslekler: diş hekimliği, genetik mühendisliği veya doğa bilimleri yöneticiliği…

Uğraştığın bir sanat dalı var mı? Nasıl başladın? 

Beş yıldır bağlama çalıyorum. Babam Aşık Veysel’in memleketi olan Sivas şehrinden. Babam her zaman evde bağlama çalardı ben de ona özenirdim. Babam abimle bana ders vermeye başladı. Bir yıldır da başka bir hocadan bağlama dersi alıyorum.

Takip ettiğin sanatçılar var mı? Kimler?

Evde çok müzik dinlemem. Daha çok babam bağlama çalar onu dinleriz. Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Musa Eroğlu, Neşat Ertaş… Ama uzun yolculuklarımızda arabada dinlediklerimiz Cem Karaca, Barış Manço, Tanju Okan…

Mahsuni Şerif’in en sevdiğin türküsü hangisi?

En sevdiğim türküsü “Nem Kaldı”

Sana göre bir okul nasıl olmalı? Hayalinde nasıl bir okul var?

Bana göre okul en eğlenceli yer olmalı. Öğrencilere sıkılmayacakları bir ortam sağlanmalı. Özellikle de hayatta işe yaramayacak bilgiler öğretilmemeli. Bize lazım olacak bilgiler öğretilmeli, bizi hayata hazırlamalı.

Örnek vermek ister misin? Neler öğretilmesi senin işine yarardı?

Dikiş dersi, yemek dersi, el sanatları ile ilgili dersler…

Oyun oynar mısın? En çok hangi oyunu seviyorsun?

Küçüklüğümden beri oyuncaklarla hiç oynamam. Kendi hayal dünyamda taklit oyunları oynarım. Meslekleri taklit ederim. Bazen öğretmen, bazen doktor, bazen şarkıcı…

Nasıl kitaplar seviyorsun? En son okuduğun kitap hangisi?

Her türlü kitap okurum. Annem ve babam öğretmen oldukları için Türk ve dünya klasiklerini okumamıza çok önem veriyorlar. Reşat Nuri Güntekin, Sait Faik, Yaşar Kemal, Sabahattin Ali, Dostoyevski, Shakespeare kitaplarından çokça okudum. Şu sıralar bilimkurgu kitaplarını daha çok okuyorum. Son okuduğum kitap bilimkurgu klasiklerinden “Maymunlar Gezegeni”.

Shakespeare’dan etkilendiğin birkaç satırı söyler misin?

“İyi ya da kötü bir şey yoktur; sadece düşünce onu öyle yapar.” Hamlet’den…

Nasıl filmler seyrediyorsun?

Çok film izlemem. Genelde belirli aralıklarla ailecek aile filmleri izliyoruz.

Çizgi film izler misin? Beğendiğin bir çizgi kahraman var mı?

Ben doğduğumdan beri evimizde televizyon yok. O yüzden de çok fazla çizgi film seyretmedim. Çok da hoşlanmıyorum.

Yaşıtlarına önereceğin kitap ve filmleri alabilir miyiz?

Kuyucaklı Yusuf, Uzun Hikaye, Çalıkuşu, Şeker Portakalı, Hachiko, Beyaz Diş, Petey, Hamlet, Oblomov gibi beni etkileyen ve unutmadığım kitapları önerebilirim. Film olarak da Avatar, Matriks…

Oblomov’dan hatırladığın, altını çizdiğin bölümleri paylaşmak ister misin?

“Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek…

Hayvanlarla aran nasıl? Sana neler anlatıyorlar?

Hayvanlarla aram çok çok iyi. Bebekliğimden beri birçok sokak hayvanını sahiplendik. Onlarla çok iyi dost olduk. Kedi, köpek bahçemizden hiç eksik olmaz. Hayvanlar sevgi ve sadakati anlatıyor bana.

Yaşadığın şehirde en çok nelerden hoşlanıyorsun? Neleri sevmiyorsun?

Doğasını seviyorum. Dağlarını, gölünü seviyorum. Ama insanların çok meraklı olmasını sevmiyorum.

Büyüklerden istediklerin var mı? Neler söylemek istersin?

Büyüklerin küçüklerin düşüncelerini de önemsemesini istiyorum. Ben ve çevremdeki arkadaşlarımın aileleriyle ilişkileri iyi ama bazılarının çocukluğu kötü geçebiliyor. İnternet haberlerinde ailelerinden şiddet gören çocukları görünce çok üzülüyorum.

Sence hayatın anlamı nedir?

Bence hayatın anlamı hayatın anlamını aramaktır.

Sürekli bir arayış içindeyiz o halde… Hayatın anlamı senin için şu an nedir?

Hayat, düşünmek ve çalışmaktır.

Seni en çok mutlu eden şeyler neler?

Ailemle birlikte olmak ve etrafımda mutlu ve huzurlu insanların olması.

Duygularından bahsedecek olursak en çok sevdiğin, en çok öfkelendiğin,  en  sevmediğin, en özlediğin şeyler nedir?

En sevdiğim; sevdiklerimle bir arada olmak. En öfkelendiğim; çalışmalarımın karşılığını alamamak. En özlediğim; covidin olmadığı zamanlar.

Ayşe Gülay Hakyemez
aghakyemez@gmail.com

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir