Çocuklarla Konuşmalar – 2
Röportaj: Ayşe Gülay Hakyemez
Rüya Akbulut, akademisyen bir annenin 10 yaşındaki müzik ve edebiyat seven kızı. İstanbul’da yaşıyor. Sakin ve kararlı bir çocuk..
Rüyacım ismini seviyor musun?
İsmimi çok seviyorum; bir hikayesi var. Annem ara sıra bana anlatır. Annem 2011 yılında bana hamileyken evde çok kitap okurmuş. O sıralar Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” kitabını okuyormuş, bir yandan da bana isim bulmaya çalışıyorlarmış, hiçbir ismi beğenmiyorlarmış. O kitapta en başta Orhan Pamuk’un kızı Rüya’ya yazdığı bir mektup varmış, annem o mektubu okuyunca çok etkilenmiş ve babama dünyaca ünlü, Nobel ödülü almış ve kitapları birçok dile çevrilmiş bir yazar kızına “Rüya” ismini koyduysa bir bildiği vardır, biz de Rüya koyalım demiş. Babam da bu ismi çok beğenmiş ve adım Rüya olmuş. Rüya ismine çok fazla rastlanmadığından özel bir isim olduğunu düşünüyorum. Rüya kelimesi olumlu bir anlam içeriyor, negatif anlam içermiyor. Negatifi kâbus çünkü…
Uykuyu sever misin? Nasıl rüyalar görürsün?
Uykuyu çok severim. Genellikle rüya görmem ama görsem de olumlu ya da güzel rüyalar görürüm. Çoğunlukla rüyalarımı hatırlayamıyorum.
Hayallerinden bahsetmek ister misin? En büyük üç hayalini anlat desem..
Birinci hayalim Kore’ye gitmek. Kore’yi seviyorum. Yemekleriyle, müzikleriyle, dansıyla güzel bir kültürü olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de Kore’ye gitmek istiyorum. İkinci hayalim Almanca öğrenmek. Almanca öğrenmek istiyorum çünkü ikinci dilim olsun, farklı bir dil olsun istiyorum. Almanca’nın benim için kolay olabileceğini düşündüm ve öğrenmeye başladım. Üçüncü hayalim ise mimar olmak. Mimar olmak istiyorum çünkü dekorasyon işleriyle uğraşmayı seviyorum. Hoşuma gidiyor. Dış tasarım ve iç tasarım konuları ilgimi çekiyor.
Ben de nasıl bir meslek seçmeyi düşündüğünü soracaktım tam..
Mimar olmaktan hoşlanırdım. Dediğim gibi, dekorasyon işlerinden hoşlanıyorum. Böyle minik minik süsleri raflarda düzen kurarak dizmeyi ya da ev tasarlamayı seviyorum. Üç boyutlu çizim yapmakta ya da taslak çizmekte pek iyi olmasam da eşya yerleştirmek ya da dekorasyon işlerinden hoşlanıyorum ve büyüyünce de mimar olabileceğimi düşünüyorum.
Uğraştığın bir sanat dalı var mı? Nasıl başladın?
Müzik ile uğraşıyorum. Müzik dinlemek ya da müzik aleti çalmaktan hoşlanırım. Piyano çalıyorum. Piyano çalmamı ilk babam istemişti çünkü o da pek çok müzik aleti çalıyor. Tam olarak dört yıldır piyano çalıyorum. Piyano çalmak hoşuma gidiyor. Kendimce piyano çalmak konusunda iyi olduğumu düşünüyorum. Klasik müzik, jazz ve blues tarzı parçalar çalıyorum. En sevdiğim besteci J.S. Bach… Daha yeni keman öğrenmeye başladım. Keman çalmaya okul sayesinde başladım. Bir müzik aleti seçmemizi istediler. Ben de kemanı seçtim. Zor gözükse bile aslında çok kolay. Bence siz de müzik aleti çalmalısınız.
Ben yazmayı tercih ettim Rüyacım. Ailemi soracak olursan yeğenim (onun da adı Rüya) çello çalıyor.. Sen hangi müzik türünü seviyorsun? Neden?
Ben daha çok pop müzik seviyorum. Değişik ülkelerin pop müzik parçalarını dinliyorum. Çünkü Türk halk müziği gibi çok ağır ve yavaş bir temposu yok. Çok ağır ve acayip yavaş bir temposu olan Türk halk müziğini sevmiyorum. Ayrıca yeni keşfettiğim jazz müzik parçalarını severek dinliyorum.
Ne gibi?
Piyano öğretmenim Rus kökenli.. Şu sıra Mordasov çalışıyorum.. “Boogie Woogie” en sevdiğim N.Mordasov parçası.
Sana göre bir okul nasıl olmalı?
Bana göre bir okul iyi eğitim veren, gerektiği eğitimi veren, ara sıra derslerde şaka yapılan eğlenceli bir yer olmalıdır. Haftada 4 ya da 5 ödev verilmelidir. Çünkü benim için bir okul, çok fazla ödev konusunda baskı olmayan bir yer olmalıdır. Kocaman bahçesi olan, çocukların koşup eğlenebileceği ve teneffüsleri 15-20 dakika olan bir alan olmalıdır. Yani kısacası çocukların seve seve gideceği bir yer olmalıdır.
Arkadaşlarınla neler yapıyorsunuz bugünlerde? (İsimlerini vermeden) en sevdiğin arkadaşından ve bugünlerde hiç anlaşamadığın arkadaşlarından bahsetmek ister misin bize?
Aslında tüm arkadaşlarım ile iyi anlaşıyorum. Bazen küçük kavgalar ettiğimiz de oluyor fakat genellikle çok iyi anlaşıyorum. Bir arkadaşım var, çok değer verdiğim bir arkadaşımdır kendisi. Hiç kavga etmeyiz, etsek de hemen barışırız. İki buçuk yıldır arkadaşız. Sevmediğim arkadaşım yok. Hepsini çok seviyorum. Her arkadaşımla yaşadığım minik kavgalar vardır ama çabuk barışırız. Dediğim gibi hepsini çok ama çok seviyorum.
“İyi insan” sence nasıl bir kişiliğe sahip insandır?
Bence iyi bir insanın yardımsever, güvenilir, adil ve merhametli olması gerekir. Ayrıca adaletli bir kişiliğe sahip olması gerekir.
Büyüklerden istediklerin var mı? Neler söylemek istersin?
Bu dönemde mecbur olmadıkları sürece evde kalsınlar. Aileme de bana bugüne kadar destek oldukları için teşekkür ediyorum. Başka söylemek istediğim bir şey yok.
Nasıl kitaplar seviyorsun? En son okuduğun kitap hangisi?
Okumayı öğrendiğimden beri düzenli kitap okurum. Annem ve birinci sınıf öğretmenim Semra Tamyürek, kitap okumayı sevmeme sebep olmuştur. Annem bana sürekli kitap alır, klasiklerin çoğunu okudum. En çok Jules Verne, Jack London gibi yazarların kitaplarını sevdim. Bunun dışında Ronald Dahl, Erich Kästner, Behiç Ak, René Goscinny gibi yazarları takip ediyorum. En son Bilgin Adalı’nın kitaplarını aldım. Okulda “Zaman Bisikleti” kitabını okuyun demişlerdi, kitabı o kadar sevdim ki yazarın diğer kitaplarını da annemden almasını istedim. Tür olarak macera tarzı kitapları okumak hoşuma gidiyor çünkü macera kitaplarının sonunda gizem çözülür. Romantik kitaplar okumayı da severim. Size William Shakespeare adlı yazarın ‘Romeo ve Juliet’ adlı kitabını tavsiye ederim. Annem çocukluğunda Enid Blyton çok okurmuş, bana yazarın birçok kitabını aldı. En son okuduğum kitap Enid Blyton adlı yazarın ‘Gizli Yediler’ serisi idi. Ben çok beğendim. Size de tavsiye ederim.
Oyun oynar mısın? En çok hangi oyunu seviyorsun?
Aslında bu sıralar hiç oyun oynamıyorum. Çünkü zamanında çok oynadım. Artık çok sıkıldım bu yüzden artık pek oyunlarla ilgilenmiyorum. Zaten artık oyuncakla oynama yaşımı geçtiğimi düşündüğümden dolayı oyuncak oynamıyorum. Bilgisayar oyunlarını severim. En çok Candy Crush Saga adlı oyunu severim.
Hangi çizgi kahramanını seviyorsun? Neden onu seviyorsun?
Ben daha çok anime sevdiğim için Inori Yuzuriha adlı anime karakterini seviyorum. Çünkü bana göre güzel bir kişiliği var ve çok tatlı bir anime karakteridir kendisi. Ayrıca size de anime dizileri izlemenizi öneririm.
Ağaçlar, deniz, taşlar, çiçekler (ya da başka doğa parçaları…) için neler yapmak isterdin?
Ağaçlar için ormanda ateş yakılmasına yasak koyardım. Çiçekler ya da tarlada yetişen meyve ve sebzeler için ilaç kullanımına yasak koyardım. Yani kısacası doğaya zarar veren madde, nesne ya da yanıcı maddelerin kullanımına yasak koyardım.
Hayvanlarla aran nasıl? Sana neler anlatıyorlar?
Hayvanlarla aram çok çok iyi. Benim tam olarak yazlığımda 6 tane köpeğim var. Hepsini çok seviyorum. Bana bir şey anlattıklarını sanmıyorum çünkü öyle bir ifade görmüyorum onlarda. Aslında hayvanların bakımını yapmak göründüğü kadar kolay bir şey değil. Yazlığımız bahçeli olduğundan onlara bahçede bakabiliyorum.
Yaşadığın şehirde en çok nelerden hoşlanıyorsun? Neleri sevmiyorsun?
Yaşadığım şehirde en çok, çoğu yerin beton olmasından hoşlanmıyorum. Buradaki sokaklar az da olsa kirli. Bundan da hoşlanmıyorum. Hoşlandığım şeyler beton olmasına rağmen fazla yeşillik alan olmasından hoşlanıyorum. Ama genel olarak yaşadığım şehri çok seviyorum.
Dünyada neleri değiştirmek isterdin?
Dünyadaki hava kirliliği ve çevre kirliliği sorununu değiştirmek isterdim. Çünkü gittikçe ağaçların sayısı azalıyor. Onun dışında dünyadaki her şeyden memnunum. Sevmediğim ya da memnun olmadığım başka bir şey yok zaten.
Seni en çok mutlu eden şeyler neler?
Beni en çok mutlu eden şeyler ailem ile vakit geçirmek ve uyumak. Başta da belirttiğim gibi uykuyu çok ama çok seviyorum. Ayrıca muhtemelen her insanın sevdiği ya da keyif aldığı gibi, ailemle vakit geçirmekten keyif alıyorum ve bu beni mutlu ediyor.
Duygularından bahsetmek ister misin? En çok sevdiğin, en çok öfkelendiğin, en gıcık olduğun, en sevmediğin şeyler nedir?
En çok sevdiğim şey ailemle vakit geçirmek ve müzik dinlemek. Ayrıca şunu da söylemek istiyorum, müzik benim olmazsa olmazlarımdandır. En çok öfkelendiğim şey kardeşimin gelip beni rahatsız etmesi. En sevmediğim şey böcekler. Böceklere karşı çok büyük bir korkum vardır. Böceklerden başka sevmediğim bir şey yok sanırım.
*Yazar Ayşe Gülay Hakyemez hakkında ayrıntılı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
Büyük bir keyifle okudum güzel Rüya’nın röportajını ve açıkçası hayran kaldım. 10 yaşında bir çocuğun, ailesi tarafından kendi istekleri doğrultusunda yönlendirilmiş olmasının ne denli sağlıklı bir durum olduğu fazlasıyla aşikar. Hedefleri net, kararı kesin.
Tebrikler elleri küçük, aklı büyük Rüya ♥️♥️
Harika bir röportaj olmuş Ancak Röportajı yapan ayrımcı davranmış akedemisyen anne ya babası yok mu?Babası da ünlü bir mühendis Evet ben de çok severim rüya ismini Umarım Bütün yaşamı güzel ve mutlu rüya gibi geçsin olacaktır da inşallah Halk Müziği de dinlesen Rüyacığım çok geniş bir müzik kültürün olacaktır. Müzik konusunda kendini sınırlama lütfen Ankaradan sevgiler
[…] “Çocuklarla Konuşmalar” Gazete Sanat Çocuk’ta. Okumak için burayı tıklayın. […]
[…] Çocuklarla Konuşmalarım Gazete Sanat Çocuk’ta […]