İnceleme: Songül Bozacı
Benim için en elzem konulardan biridir; Hayvanat Bahçeleri. Yunus Parkları. Hayvan Sirkleri. Doğal yaşamından koparılmış ve insanların eğlenceleri için hapsedilmiş hayvanların yaşadığı zindan gibi yaşam alanları.
Elimde bir kitap başlık çok ilgi çekici “Dinozorlar Kuru Yemiş Yemez” sayfayı çeviriyorum ve ilk sayfada farklı bir yolculuk olacak açıklamaları var. Karekod ile oyunlara ve yönergelere ulaşabilirsin diyor yazarı. Heyecanla hikâyeye başlıyorum: İlk kelime ‘Hayvanat Bahçesi’ olunca bütün heyecanım kaçıyor önce. Çizimlerin, hikâye dilinin akıcılığına bırakıp bir şans veriyorum kitaba, sonuna kadar okuyorum ve iyi ki bir şans verdim dediğim bir hikâye oluyor.
Hikâyenin başında neredeyse terk edilmiş ve bütün sakinlerinin mutsuz olduğu bir hayvanat bahçesi düşünün. Ziyaretçisi olmadığı için günden güne bakımsız kalan, her yerin örümcek ağları ile dolduğu, hayvanların yaşam alanlarının gitgide dar geldiği bir yere dönüşmüş. Ve bir çocuk bütün bunlara farklı bir çözüm getireceğini, onun tasarladığı yerin adının bir Park olacağını ve bütün hayvanların özgürce oynayacağını söylüyor. Hatta bunun için çok uzaklara dahi yolculuk yapıyor. Birçok hayvanın yaşam alanı ve özelliklerine de hikâye boyunca değinmiş yazarı. Oyun ve eğlence vaatleri ile onları ikna ediyor, çünkü oyun davetine kimse hayır demez diyor. Başlarda belki her şey güzel gibi gözüküyor. Tüm park sakinleriyle ziyaretçileri doyasıya oynuyor, eğlenceli zaman geçiriyor. Sonrasında tüm kurgu en başta yaşanılan sürece dönüyor. Bütün hayvanlar daracık alanlara hapsediliyor. Kaçmasın diye duvarlar örülüyor. Gereksiz yere ışıklandırma olmasın diye aydınlatmaya son veriliyor. Çocuk parkına dönüp baktığında artık ilk gördüğü yerden farksız olmadığını anladığında tüm mutsuz hayvanlara özgürlüğünü geri veriyor.
Hayvan hakları üzerinden bir tartışma yürütülebileceğini düşünüyorum bu kitap ile. En baştan neden böyle bir yerlerin açılmasına izin verildiği? Hayvanların doğal yaşam alanlarından zorla kopartılmasının etik yönü üzerinden derinlemesine bir tartışma olacaktır diye düşünüyorum. Sıradanlık kavramı üzerinden de okumalar yapılmasını eğitimci arkadaşlarıma öneririm. Sürecin başlangıcı ve zamanla neden sıradanlaştığı üzerine yaratıcı drama canlandırmalarıyla birlikte fikir paylaşımları da yapılır. Eğitimci yazar Semra Aydın oldukça kapsamlı öneriler vermiş karekod bölümünde. Öneriler ve yönergeleri takip ederek kitabı etkileşimli okuyabilirsiniz. Hayvan haklarını öğrenerek büyüyen ve böylesi yerlere gitmemeyi seçen çocuklarla dolsun dört bir yanımız. Keyifli okumalar olsun…
Yazarı: Semra Aydın
Çizeri: Emre Karacan
Editör: Tülay Öncü
Yayınevi: Timaş Çocuk
Hemen okumak isterim